Tarih: 08.12.2011
Holding Kuruluşu ve İşleyişi
Türk Ticaret Yasasının 466. maddesinin 4. fıkrasında Holding Şirketlerden “Gayesi, esas itibariyle başka işletmelere iştirakten ibaret olan Holding Şirketler” tabiri ile konu edilmekte ve ticari mevzuatımızda Holding Şirketlerden başka bir yerde değinilmemiştir.
Holding şirketlerin doğmasındaki temel ilkelerden birisi, bunların yavru şirketlere iştirak halinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu iştirakten amaç, kârlılık esasına dayanan bir yatırımda bulunmaktır. Bu nedenledir ki fiilen yatırım yapan yani iştirak olunan şirket Holding ismini almamaktadır. Holding, sermaye iştiraki ile yatırımcı şirkete yardımcı ve destek olmaktadır.
Holding şirketlerin esas gayelerinin Türk Ticaret Yasasının 466/4. maddesindeki, başka işletmelere iştirak olarak belirtilen hükmüne göre Holdingler, Sınai ve Ticari faaliyetler ile doğrudan doğruya iştigal edememektedirler. İştirakin oranı yasa tarafından belirtilmemiştir. Ancak bir işletmeye hakim olabilmek için sermayesinin en az % 51′ine sahip olmak gerektiği açıktır.
İştirakin diğer bir gayesi ise yavru şirketlerin sermayelerinin çoğunluğuna sahip olarak, bu şirketleri tek elden, tek bir yönetim ve mali organizasyon altında yönetmektir.
Holding Şirketlerin, Anonim Şirket olarak kuruluyor olmalarından dolayı, kuruluş ve işleyişleri açısından Anonim Şirketten hiç bir farkları yoktur. Ana sözleşmelerin “Amaç ve Konu” başlıklı maddesinin Türk Ticaret Yasası’nın 466/4 maddesinde konu edildiği şekilde tanzim edilmesi gerekmektedir. Ana sözleşmenin yedek akçeler maddesi ise; Türk Ticaret Yasası’nın 466 maddesinin 2. fıkrasının 3 numaralı bendi ve 3. fıkra hükmü Holding Şirketler için uygulanmayacağı hükmüne uyularak düzenlenmelidir. Türk Ticaret Yasasının 466. Maddesinin 2. Fıkrasının 3 numaralı bendi uygulanmayacağına göre Yasal yedek akçe ve % 5 ortaklar için kâr payı ayrıldıktan sonra pay sahipleriyle kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın onda biri yasal yedek akçeye ikinci ayrım olarak ilave edilemeyecektir. Ayrıca 3. fıkra hükmü uygulanmayacağına göre, umumi yedek akçeler esas sermayenin yarısını geçmedikçe, münhasıran ziyanların kapatılmasına, yahut işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idameye, işsizliğin önüne geçmeye veya neticelerini hafifletmeye elverişli tedbirler alınması için sarf olunamayacaktır.
1. Kuruluş,
Holdingler Anonim Şirket olarak kurulduklarından anonim şirketlerin kuruluşlarındaki işlemlerden farklılık gösteren tek yanı ana sözleşmenin “Amaç ve Konu” ile “Kârın Dağıtımı” maddelerinin Türk Ticaret Yasasının yukarıda sözü edildiği şekilde düzenlenmeleri zorunluluğundan kaynaklanmaktadır.
Ana sözleşmenin Amaç ve Konu başlıklı maddesi
Holding Şirketlerin ana sözleşmelerinin “Amaç ve Konu” başlıklı maddesinin Türk Ticaret Yasasının 466/4 maddesinde konu edildiği şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Buraya bir Holding Şirketin ana sözleşmesinin amaç ve konu başlıklı 3. maddesi örnek olarak alınmıştır.
Şirketin amaç ve konusu başlıca şunlardır:
a. Holding, kendisi veya başkaları tarafından kurulmuş veya kurulacak şirketlerin sermaye ve yönetimine katılarak bunların, yatırım, finansman, organizasyon ve yönetim konularına toplu bir bünye içerisinde ve modern işletmecilik kaideleri çerçevesinde çözümler getirir, riski dağıtır, ekonomide oluşan değişikliklere karşı yatırımların güvenli bir şekilde sürdürülmesini sağlar,
b. Holding, bu ana gayesini yerine getirebilmek için sınai, ticari, mali, zirai ve her çeşit konuda faaliyet gösteren, her çeşit sermaye şirketine kurucu ortak olarak katılabilir, kurulmuş veya kurulacak olanların hisselerini satın alarak ortak olabilir.
c. Holding, sermaye ve yönetimine katıldığı her çeşit şirketin yeni konularda girişeceği yatırımlara grup şirketlerin mali, ekonomik ve teknik kapasitelerini göz önüne alarak, kararlar vererek uygulamaya geçer.
d. Holding, grubunda bulunan şirketlerin finansman, idare ve işletme organizasyonlarını yapar ve uygular, bunların denetlenmesini ve ileriye dönük plânlanmasının yapılmasını sağlar.
Şirket yukarda gösterilen konulardan başka işlere girişmek istediği takdirde yönetim kurulunun teklifi üzerine durum genel kurulun onayına sunulacak ve bu yolda bir karar alındığı takdirde şirket bu işleri de yapabilecektir.
2. Holding Şirketlerde Yedek Akçeler
Türk Ticaret Yasasının 466/4 maddesi hükümlerine göre, 466 maddenin ikinci fıkrasının 3 numaralı bendi ve üçüncü fıkra hükümleri holding şirketler için uygulanmayacaktır.
İkinci Yedek Akçeler
Atıf (yollama) yapılan 466. maddenin ikinci fıkrasının 3 numaralı bendi, yasal yedek akçe ve %5 ortaklar için kâr payı ayrıldıktan sonra pay sahipleriyle kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın onda birinin kanuni yedek akçeye ikinci ayırım olarak ilave edilebileceği hükmünü taşımaktadır. Bu hükme göre pay sahipleriyle kâra iştirak eden diğer kimselere dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın onda biri kanuni yedek akçeye ikinci ayırım olarak ilave edilmeyecektir.
Umumi Yedek Akçelerin Kullanılması
Atıf (yollama) yapılan 466. maddenin üçüncü fıkrası ise, umumi yedek akçelerin esas sermayenin yarısını geçmedikçe münhasıran ziyanların kapatılmasına yahut işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi idameye, işsizliğin önüne geçmeye ve neticelerini hafifletmeye elverişli tedbirler alınması için kullanılmasına olanak tanımaktadır. Bütün anonim şirketler için geçerli olan bu hüküm Holding Şirketler için uygulanmayacaktır.
Örnek Ana sözleşme Maddesi
Kârın Dağıtımı
Şirketin genel masrafları ve muhtelif amortisman bedelleri gibi şirketçe ödenmesi ve ayrılması zorunlu olan miktar hesap yılı sonunda tespit edilen gelirden indirildikten sonra geriye kalan safi kãrı teşkil eder.
Bu surette meydana gelecek kãrdan evvela % 5 kanuni ihtiyat akçesi ayrılır ve kalandan itfa edilmemiş hisse senetlerinin bedelleri ödenen kısmına % 5 birinci temettü ayrılır.
3. Holding şirketlerin ana sözleşme değişikliği
Holding şirketler bütünüyle anonim şirketler mevzuatına tabi bulundukları için ana sözleşmedeki herhangi bir hükmün değiştirilmesi de tatbikattaki anonim şirketler için geçerli olan mevzuata göre yapılacaktır.
4. Holding şirketlerin tasfiye işlemleri
Holdinglerin anonim şirket olmalarından dolayı tasfiye işlemlerinde de Anonim şirketlerin tasfiye işlemleri için uygulanan hükümler uygulanacaktır.
5. Holding şirketlerin genel idare giderlerinin bağlı şirketlere dağıtımı ve örtülü kazanç
33 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesinde Holding Şirketlerin genel idare giderlerinin bağlı şirketlere dağılımı konusuna açıklık getirilmiştir.
Buna göre,
Holding şirketler tarafından bağlı şirketlere aşağıdaki konularda hizmet verilebilmektedirler;
· Araştırma ve geliştirme,
· Finansman temini,
· Pazarlama ve dağıtım,
· Yatırım projelerinin hazırlanması,
· Hedeflerin tayini,
· Planlama,
· Örgütlendirme ve kararların uygulanması,
· Bilgisayar hizmetleri,
· Sevk ve idare,
· Mali revizyon ve vergi müşavirliği,
· Piyasa araştırmaları,
· Halkla ilişkilerin tanzimi,
· Personel temini ve eğitimi,
· Muhasebe organizasyon ve kontrolü,
· Hukuk müşavirliği,
Holding tarafından verilen bu tür hizmetlerin bağlı şirketlere gider yazılabilmesi için;
a. Hizmetlerin mutlaka verilmiş olması,
b. Kesilen faturada hizmet türünün ayrıntılı olarak belirtilmesi,
c. Tek faturada birden fazla hizmet bedelinin bir arada yer alması halinde ise her hizmet bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi, şarttır.
Yukarıda belirtilen koşullara uygun olarak bağlı şirketler, holding tarafından kesilen fatura bedelini gider olarak kayıtlarında gösterebileceklerdir.
Bu konu ile ilgili olarak Danıştay 4. Dairesinin E:1998/3480 K:1998/4820 sayılı kararında “Grup bünyesi içinde yer alan şirketler arasında, şirket amaçları doğrultusunda finans kaynaklarının işbirliği içinde kullanılmasının örtülü sermaye olarak kabul edilemeyeceği ” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, Danıştay 4. Dairesinin 09.06.1998 tarih ve E:1997/5241, K: 1998/2488 sayılı kararında “Aynı holding bünyesinde yer alan şirketler arasında finans kaynaklarının holding amacı doğrultusunda ve işbirliği için kullanılması halinde, ticari işlemlerin cari hesapta takibi üzerinden günlük olarak faiz hesaplanmasında isabet bulunmaktadır.” Hükmü bulunmaktadır.
Ancak,
Her ne kadar Hizmeti sunan Holding ile hizmeti alan holdinge bağlı yavru şirketler ayrı ayrı tüzel kişiliklere sahip bulunuyor olsalar da ve bunlar arasındaki hizmet alış verişinin kurallarını koyacak sözleşmelerin tarafların diledikleri şekil ve şartlarla düzenlenebileceğinin olanak dahilinde bulunmasına karşın, ödenecek ücretlerin tespitinde Kurumlar Vergisi Yasasının 17. maddesinde düzenlenmiş olan örtülü kazanç olgusunu dikkate almak gerekmektedir.
Kurumlar Vergisi Yasasının 17. maddesine göre, aşağıdaki hallerde kazanç tamamen ve kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılmakta ve gene Kurumlar Vergisi Yasasının 15/3 maddesine göre gider olarak gösterilmesine olanak bulunmamaktadır.
1. Şirket kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek veya tüzel kişiler, idaresi veya sermayesi bakımından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek veya tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet işlerinde bulunursa;
2. Şirket, 1 numaralı fıkrada yazılı kimselerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük bedeller üzerinden kiralama veya kiraya verme muamelelerinde bulunursa;
3. Şirket 1 numaralı fıkrada yazılı kimselerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz komisyonlarla ödünç para alır veya verirse;
4. Şirket ortaklarından veya bunların eşleri ile usul ve fürundan ve 3 üncü dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımlarından şirketin idare meclisi başkan veya üyesi, müdürü veya yüksek memuru durumunda bulunanlara emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek aylık, ikramiye, ücret verir veya benzeri ödemelerde bulunursa.
Kurumlar Vergisi Yasasının 17. maddesi ışığında holdingler tarafından dağıtılacak giderlerin dağıtımı sırasında uygulanacak kriterler önem kazanmış bulunmaktadır. Her şeyden önce dikkat edilmesi gereken nokta, holding tarafından yapılan giderlerden gene holdinginde pay alması gereğidir. Diğer bir anlatımla holding tarafından yapılmış olan giderlerin hepsinin yavru şirketler için yapıldığı varsayımından hareketle bu giderlerin tamamını dağıtıma tabi tutma olanağı bulunmamaktadır. Şirketler kendi durumlarına, faaliyetlerinin özelliklerine ve yavru şirketlerin cirolarının holding içindeki payına göre genel giderlerin dağıtım oranını tespit etmek durumundadırlar.
Holding’ler yavru şirketlerine dağıtacakları giderler için 33 sıra no lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğindeki hükümler çerçevesinde faturalar düzenleyecekler ve sunmuş oldukları hizmet için ayrıca Katma Değer Vergisi tahakkuk ettireceklerdir
Bilgilerinize sunulur.
Saygılarımla,
Bessat ÖZ
Mali Müşavir